1 Kasım 2016 Salı

Likya Yolu Günlüğü 15. Gün (Korsan Koyu-Gelidonya Feneri)



15. Gün (24 Eylül): Korsan Koyu- Gelidonya Feneri

Sabah uyandığımızda hafif bir serinlik var rüzgar çadırımıza vuruyor, planımız erkenden sabah 7 de denize girmekti; ancak mümkün olmadı ve havanın ısınmasını bekledik. Bu arada daha önce ateş yakılmış ve odunların hazır olduğu bir bölgede küçük bir ateş yakarak kendimize Mehmet Usta klasiği ile sucuk pişirdik ardından denize girdik. Korsan koyu stabilize yoldan araçla gelinebilen bir bölgede, çadır kurmak ve karavanla kalmak yasak; ancak kimse bu yasağı takmıyor. Öğleden sonra Çadırlarımızı toplayıp yürüyüşümüze başladık, çantamızda Diğer bir Yörük Ramazan amcanın verdiği narlarla, tabi nar diyorum; ama kafam kadar büyüklükte nasıl bir narsa artık. Stabilize yol bitiyor, araziden 2km. yürüyüp Gelidonya Fenerine ulaşıyoruz. Kimsecikler yok, Fener artık uzaktan yönetildiği için burada insan bulunmuyor, hadi onu anladım niye kampçı yok? Bu bölge domuzların yoğunlukta olduğu bir yer, belli ki gece hareketli geçecek. Hava kararmak üzereyken küçük bir ateş yakıyoruz, menüde sucuk var, sonrasında çay demliyoruz. Biraz odun topladım birkaç saat daha ateş yakarsak durumu kurtardık demektir. Hemen yiyecekleri kampımızdan uzakta bir ağaca poşetlerin ağzı sıkı şekilde bağlanmış şekilde 3m. yüksekliğe asıyorum, koku hayvanları çadırımıza çekmesin diye bunu yapıyoruz. Ardından ateşi bir miktar besliyoruz, şunu da belirtmek isterim daha önceden ateş yakılmamış bir yerde kesinlikle ateş yakmıyoruz, eğer kül varsa ve ateşe ihtiyacımız varsa ayrıca yangın tehlikesi yoksa bunu yapıyoruz. Sonuçta yaban hayatı ateşten korkuyor, bunu biliyoruz ve güvenlik önlemlerini de bırakmak istemiyoruz.  N’olur n’olmaz.. Aysun, Mehmet ve ben arada bir ses olsun diye şarkı türkü bazen böğürme şeklinde ses yapıyoruz, bazen de Aysun’un telefonunda yüklü arabesk, pop, alaturka kısacası karışık bir albümü açıp dinliyoruz, maksat ses olsun :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder