2. Gün (11 Eylül):
Ovacık – Kirme Köyü
Sabah biraz geç kalktık
Aysun ile beraber çadırlarımızı toplayıp yürüyüşümüzün başlayacağı Ovacık
bölgesine doğru hareket ettik. Aysun bu yürüyüşte benim yoldaşım olacak.
Birlikte Ölüdeniz’den minibüslerin kalktığı noktaya yürüyüp Ovacık’a hareket
ettik. Ovacıkta bakkal mevcut ama her şeyi bulamazsınız. Eksiklerimizi
tamamlamamız yürüyüş alanındaki tabelaya gelmemiz saat 11:00’i buluyor. Öğlen
sıcağında parkura başlamak doğrusu hiç tavsiye edilmez. Kesinlikle erken
saatlerde başlayın; çünkü parkurda gölge diye birşey yok. Stabilize ile
başlayan yürüyüşümüzde karşımıza 2 yürüyüşçü çıkıyor, Faralya’dan geliyorlar, yol üzerindeki çöpleri toplamışlar, doğrusu 1
poşet ağzına kadar dolmuş. Söyledikleri ise şaşırtıcı “Kamyonla gelmek lazım.”
çünkü çok fazla çöp var. Onların söylediği gibi yürüyüş boyunca arabaları ile o
bölgeye bira içmeye gelip çöplerini atan insanların izleri stabilize yol
boyunca devam ediyor. Ta ki yol bitip likya yolu başladığında bilinçli
yürüyüşçülerin sayesinde insan izleri kalmıyor. Yürüyüşümüzde yapımı
tamamlanmayan villa tipi evlerin olduğu bölüme geldik. Sonradan öğrendiğimiz
Hollandalı bir Türk, bu arsayı alıp ev yapmak istemiş; ama sit alanı olduğu
için izin verilmemiş. Bu gün yaklaşık 12km yürüyüp Kirme köyü girişine kadar
geldik, Ölüdeniz manzarası ile Baba dağına tırmanmak doğrusu keyif verdi.
Saatler 17:30’ u gösteriyor karşımızda bir gözlemeci fiyat soruyoruz gözleme 5
TL. Fıyatı uygun geliyor ve gözleme ayran keyfini sürüyoruz. İşletme Kirme köyü
girişinde manzaralı bir alanda bulunuyor. Ali Rıza Bey sağolsun bize konaklamak
istersek burada kalabileceğimizi, aksi durumda ise Faralya’ya 1 saatlik mesafe
kaldığını söylüyor. Doğrusu kasmaya gerek yok, zira ertesi gün Kabak koyunda
kalacağımız için burada konaklamayı tercih ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder