1 Kasım 2016 Salı

Likya Yolu Günlüğü 18. Gün (Çıralı- Teleferik- Gedelme)



18. Gün (27 Eylül): Çıralı-Tahtalı Teleferik- Gedelme

Sabah 09:00 Pansiyon sahibi Fatih Bey bizi Çıralı yol ayrımına kadar bırakıyor. Bugünkü planımız Likya Yolu dışına çıkıp tahtalı dağına teleferikle çıkıp sonrasında kendi yüklerimizle inip oradan Gedelme’ye ulaşmak. Zirvenin bize sunduğu eşsiz manzarayı izlemek istiyoruz. Bindiğimiz minibüs ile teleferiğin olduğu yol ayrımına kadar geliyoruz. Sonrasında servis ile teleferiğe gitmemiz gerekiyor. Ancak servis saatleri çok az ve kişi başı 10 TL istiyorlar, hemen girişimle tek gidiş yönü alarak 5 TL ye anlaşıyoruz. Servis saat başı ve daha 50 dk var, işin gıcık tarafı servis geldiğinde teleferik kalkıyor bide yukarda 30dk onu bekleyeceğiz. Program sekteye uğrayacak gibi hadi bakalım. Servis beklerken Ukraynalı bir çift geliyor yanlarında çok şeker birde bebekleri var, adı Angelina. Sevmemek ısırmamak için kendimizi zor tutuyoruz gözleri deniz mavisi, Aysun dayanamıyor kucağına alıyor çok şeker ve uyumlu bir çocuk. Aile olarak Tüm Rusya ve Türkiye’yi motorla gezmişler doğrusu çok imrendim. Hikayelerini dinliyoruz serviste. Ve hareket zamanı teleferik geliyor  biniyoruz, 10dk lık yolculuk sonrası zirvedeyiz. Hava biranda değişiyor polar montlarımızı giyiyoruz, zirvede yamaç paraşütü aktiviteleri de yapılıyor ücreti 600TL. doğrusu bu rakama paraşüt alıp atlarsın ama zevk meselesi yoruma gerek yok. Paraşütle atlayacakların yanlarından geçip iniş parkuruna gidiyoruz, doğrusu herkesin gözü bizde gıpta ederek bakıyorlar havaya girmedik desem yalan olur : ) 1 saatlik iniş sonrası Likya yolu bağlantısına giriyoruz. Bu bölgede Kemer ultra sky yarışları da yapılıyor dağ koşusu bu senelerde epey popüler oldu hadi bakalım. Çukur yayla’ya iniyoruz. Önümüze bir tabela çıkıyor Gedelme 15km. nasıl olur? Likya yolu sağı, tabela solu gösteriyor ve kafamız karışıyor. Parkuru tek parça halinde attığım için gps den göremiyorum, kalan yolu bilsem ona göre hareket edeceğim. Yörükle sohbete başlıyoruz gençler ben sizi traktörle bırakayım 1 saat sonra ineceğim diyor. Ardından bize yemek hazırlıyorlar doğrusu bu ikramı geri çevirmek istemiyoruz. Sonrasında öğreniyorum ki Likya Yolu 5-6 km lik bir yol kalmış keşke yürüseydik, akşam olmadan varırdık diyorum ama traktör inişi de ayrı bir adrenalin katıyor. Yemekleri yedikten sonra traktörü yüklüyoruz, Yörüklerin taşınma nedeni çıkan zehirli mantar, 2 gün önce 2 keçisi zehirlenmiş, tüm emekleri boşa gidecek. Bizimde yardımımızla her şey hazır ama oturacak yer yok! Mehmet ve Aysun şoförün sağına ve soluna oturuyor bende arka tarafta çuvalların üstüne oturuyorum. Adam gaza bastıkça vahşi ata binmiş kovboy gibi savruluyorum, 1 saatlik traktör yolculuğu beni mahvediyor. Her yanım tutuldu ağrıyor yürümekten beterim. Arada bir durup bana sesleniyor orda mısın? diye, değilsem ne olacaksa : ) Neyse Gedelme’ye ulaşıyoruz. Hayatımda gördüğüm en suratsız insanların yaşadığı köy Gedelme, bizi yürüyen para olarak gören insanların yoğunlukta olduğu bir köy. Bakkala giriyoruz ufak tefek bişeyler alıyoruz ardından çay kahve var mı diyoruz. Yaptırırız diyor ne kadar? Nescafe üçü bir arada için 5 TL istiyor, şaşkınız, oda bizi anladı ve poşeti 50 kr olabilir yapması zahmetli! İyi de be adam su kaynatmanın nesi zahmetli, düğmeye basacaksın elektrikli ocak suyu ısıtacak! Anlaşıldı bunlar fakdereyi bize aratacak. Ardından kamp yeri arıyoruz, Orman Genel Müdürlüğü’ nün yerini görüyoruz, ohh diyoruz bunlarda kamu personeli bize yardımcı olur. Gidip konuşuyoruz; ama amir, amire soruyor, sonra o başka amire, işler karıştı en sonunda 3 çadır yeri için Veysel Eroğlu’nu arayacaklar galiba. Neyse vazgeçiyoruz ve köyün boşluk bir bölgesinde kamp yeri buluyoruz. Daha önce yabancı turistler de burada kalmış belli, çaydanlık takmak için bile odun bırakmışlar. Gece güzel bir ateş yakıyoruz çay demliyoruz bizimkiler tavuk pişiriyor ama bende hal kalmadı çadıra girip yatıyorum. Sonra beni uyandırıp ekmek arası tavuk getiriyorlar iyi de geliyor. Yarın yolumuz uzun hadi uyuyalım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder